6 Kasım 2008 Perşembe

Salı gecesinin devamı...

Salı gecesinin devamı...

Patronumun(retro) lüks malikanesinden(sahile 2 dakka) elimde hediye çantamla çıktık.Saat geceyarısı 1:00.Kentuckyde oturup kahve içtikten sonra önderle ersin öndeki arabada ben arkadaki arabada eve doğru yol alıyoruz. Stadın oradaki polis kontrol noktasında bizi durdurmadılar sonra önder sağdaki yoldan ben soldaki yoldan devam ettim.

Tam karacaahmet mezarlığının oraya geldiğimde yine polis durduruyordu arabaları. allahım dedim zaten altıma işiycem yol verselerde biran önce eve gitsem dedim. öndeki arabaya fener tuttu sonra bana fener tuttu sağa çek demedi sonra yola devam ettim. biraz ilerideki ışıklardan zeynep kamile döndüm. derken hastanenin önünde kıyamet koptu. arkamda ışıkları yana döne bir polis arabası 4778 sağa çek sağa çeekkk! diye kıyameti kopartıyor. nolduğunu anlamadan çık dışarı diye kapıya dayandılar. çıktım, arabaya dayadılar üstümü arıyolar. (senmisin kürt veletleri üstlerine taş atarken polislere acıyan..)yahu noldu diyorum onlar alkollümüsün diyorlar(tamda adamına!) neden kontrol noktasında durmadın dur demedinizki dedim. bin arabaya dediler yanımada bir polis oturdu. adama soruyorum bu ne ya dedim farkında olmadan bi karakola kalaşnikoflamı saldırdım bu ne dedim. adam hala kontrol noktasında durmadın diyor . yahu sağa çek demedi ki kimse diyorum. bu esnada tekrar karacaahmetin oraya gidiyoruz.


Neyse gittik.amirleri geldi. tükürüğünü saça saça sen nasıl durmazsın diyor. cevap aynı, dur demedinki. meğerse bana fener ışığıyla sağa çek demiş. onun bunun çocuğu sanki sinemada yer gösteriyor. al dedim ehliyet ruhsat aha arabada burada ben şu mezarlığın yanında cami var tuvalete gidiyorum.koştura koştura caminin yanına indim. gel görki caminin tuvaleti yok öte baktım beri baktım yok işte caminin tuvaleti. lan napsam. türklerin atasözü bile var cami duvarına işenmez diye. e napıcam mezarlığa girer gibi oldum sonra dedim kendi kendime bide işerken taşa dönmek var. vazgeçtim. ama hala koşturuyorum. karşı tarafta cemevinin olduğu sokağa geçtim orasıda mezarlık ama mezarlığa yakın eski bi duvar falan var. artık allah affetsin en azından mezarlık değil dedim tam niyetlendim iki tane köpek bana bakıyor gidicek gibide değiller. gece eğlenceleri ayaklarına geldi.mezarlıkta işerken köpek tarafından parçalanarak hastaneye kaldırılma rezaletini kaldıramam dedim kendi kendime çıktım oradan. koşturuyorum. biraz ötede benzer bi eşik daha var. allahım ya biri görürse dedim itoğluit mezarlık duvarına işiyor. artık yapacak bişey yok kimse görmesin diye duvara yanaşarak sıkıntıdan kurtuldum.

Tekrar polislerin oraya gittim, dedim nedir sıradaki hamle. trafik ekibi çağıracaklarmış kontrol noktasında durmama cezası kesilecekmiş. mezarlığın yanındaki duvarın kenarında bekliyorum. sağa çekilen diğer arabalarda kontrolü geçenler bana bakıyor. hatta bi tane arabadaki kaltak aha yakalanmış molotofçu der gibi yanında oturanı dürtüp bana baktırdı. derken yine amirleri geldi.monolog başladı, ben sana dur dedim niye durmadın. dedim memur bey , ehliyet ruhsat sende 7 ceddimi araştır. görmedim fenerle işaret ettiğini sen niye durmadın diyorsun. hem kaçacak olsam 30 km hızlamı kaçılır. zeynep kamile dönerken bide sinyal yaktım. hangi suçlu böyle sinyal yaka yaka kaçar. hem kaçsam arkadaşlarınız beni bu renault kangoo ylamı yakalayacak. derken obezite sınırlarında dolaşan bir polis geldi.(ah dedim ben kaçsamda şu kahraman obez türk polisi beni kovalasa koşa koşa, kolestrolü tansiyonu bi tavan yapsa). "hakan(ortadaki k boğazdan hafif hırıltılı, flaman aksanıyla) , sen nerde çalışıyon". avea dedim ama ehliyetten görüp direk ismimle hitabını bir tür empati olarak değerlendirdim nacizane.

Saat geceyarısı 2 oldu, hatta geçti.mezarlık duvarı dibindeki bekleyişim devam ediyor. yahu dedim rüşvet versem olmaz, hepsi genç bunların henüz idealistler. geceyarısı heyecan arıyorlarmış aha dedim bende başroldeyim. zaten ne rüşveti vericem, ekonomik krizim tavan yapmış izlanda haltetmiş yanımda, bankadan ek hesaptan para çekip faizle rüşvet ödemesimi yapıcam.

Hala bekliyorum.hatta olaya bende kendimi kaptırdım,bi taksicinin yüzüne fener tuttu ama geç dedi. lan diyorum bunun tipi kötüydü keşke durdursaydı. aha dedim bi stockholm sendorumum eksikti. bir yandanda nezarete atsalar oh diyorum perşembe işede gitmem 3 öğün yemeğimde var.derken biri gene o tatlı şirin flaman aksanıyla bana seslendi. hakan,al dedi ruhsatını trafik çağıracaktık vazgeçtik. yahu tamamda neden bu kadar saat sonra vazgeçtik,iyiydik böyle.neyse dedim bunada şükür aldım ehliyeti ruhsatı, en sonunda eve döndüm.
Bu hikaye kahraman türk polisine adanmıştır....


Hakan Demirci

6 yorum:

Agathon dedi ki...

ahahaha , olum gece gece bu kadar gulebilirdim herhalde..seviyorum seni...iste bu yuzden yasamak istemiyorum orada :)

Adsız dedi ki...

muhahaha iyidi valla. aman celalettin cerrrrrrah görmesin nerenden işetirler nereye işetirler bilmem artık. ne yapsınlar garibanlara bir- iki yetki veriyorlar onlarda zorlasan en büyük suçu meskun mahale işemek olacak adamda kulanıyorlar. tabiki yapılanı haklı kılmamakla beraber kim üç kuruş maaş için amerikan konsolosluğunun önünde nöbet tutar ki. Tutmayı bırak kim canını verirki elin dübür amerikalısı için. Ayrıca bu sebepten bu ülkede yaşamak istemeyen arkadaşlar bu ülke size yalvarıyor mu gel diye sen bak dalgana ne de olsa dönüp dolaşıp geleceğin yer belli

s.senses

Adsız dedi ki...

hahahaa ilahi hakan bu yazdiklarini yeni goruyorum!! sabah sabah guldurdun beni aman gozunu dort ac bundan sonra ne olur ne olmazz ;)
Cigdem

Agathon dedi ki...

Mevlut kos gel seninki burada :)) Ben uzaktayim , sen sabitsin istanbulda ....

Adsız dedi ki...

Pardon bacım, mevlüt senin kocan mı?

Adsız dedi ki...

sabit yaw, sabit kaldın gidiyon bre, yoksa gidemiyon mu demeliydim? biraz ilerleme, terakki, progress
anıl basmış gitmiş avrupaya, medeni medeni yaşıyor, parasını kazanıyor, karılar kızlar gırla, sen hasedinden çatla, yok türkiye on numara yer, aman güzel vatanım, ya sev ya terk et ayakları, gel sana iş buldum dese sabahında vize kuyruğuna koşarsın, o ayrııııı
mevlüt